Nedir Yani?

Bu blog, bir kader ortaklığıdır. Bu blogun bir ayağı Londra'daysa, diğer ayağı İzmir'dedir. Bu blogun yüreğinin bir yanı İstanbul'da atıyorsa, yüreğinin diğer yanı Kiel'de atıyordur. Bu blog Kibariye'yi benimsediği kadar, Oxford'da da okumuştur. Bu blog "Gamzedeyim Deva Bulamam" şarkısını söylediği kadar, Karşıyaka için Mehter'i de söylemiştir.

Bu bloga adam olmaz da dediler, bu blogu disipline de verdiler ama bu blogu başkan da seçtiler. Bu blogu Hamburg'ta bara almadılar, bu bloga kızlar yüz vermediler, bu bloga İstanbul'da iş vermediler. Bu yüzden bu blog, biraz Çiçek Abbas'tır, biraz Yedi Bela Hüsnü'dür, biraz Şaban Erkök'tür ama en çok Türk Sanat Müziği aşkı ile Şakayla Karışık Sadri Alışık'tır.

Bu blog göçtür, gurbettir, sıladır, spordur, aşktır ve elbet yaşamdır.

30.11.2010

Menejerlik Geçmişim

İlk kez bir bilgisayara sahip olduğum zamandan beri oyun alırken genelde spor oyunlarını tercih ediyorum. O yıllar FIFA ve NBA serileri tercihimdi. 2000-2001-2002 derken dünyanın genç erkeklerine en büyük cezalarından biri olan menejerlik oyunlarıyla tanıştım. CDsiz oynanabilen Championship Manager 2000-2001 oyunu lisede elden ele dolaşıyordu. Sıra bekliyoduk diğer arkadaş yüklesin de alalım diye. Hatta yanlış hatırlamıyorsam CD Taha'nındı, Erdal'ın Gaziemir servisinden arkadaşı. O hastalık 4-5 sene her sezon yeni oyunu alıp oynamama sebep oldu. Bir dönem sonra yeni oyunları sevmemeye eski oyun kayıtlarımı bırakamamaya başladım. 2000-2001'den Romalı kaydım, 2001-2002'deki Real Sociedadlı, Fenerbahçeli kayıtlarım, 2003-2004'teki ve şimdiye kadar en çok zamanımı harcadığım Sampdorialı kaydım... Bunlara epey vakit sadık kaldım.

2006 da yükledim ııııh dedim, 2007'ye de baktım gerek yok dedim. 2008'i İbrahim'den aldım bi sene sonra, oynamaya başladım. Transfer ve felsefe takımları Lyon, Porto ve Ajax'ı aynı oyun içinde aldım, yavaş ve sabırlı bi şekilde gerçek hayattaki gibi olma hayaliyle oynadım. Yazın geçirdiğim diyet günlerinde en büyük yardımcım FM 2008'di ama o bana ihanet etti ve sürekli olarak hata verip oyundan çıkmaya başladı. Ardarda 3 tane değişik zamanlarda kaydettiğim kayıtlardan hiçbirini kurtaramadım ve oyundan soğuyup uzaklaştım. Birkaç ay sonra askere gidene kadar yine 2003-2004'ü açıp Samdoria'nın 2017'deki gençleriyle ilgilendim.

2010 yılında ilk kez çoooook eskide kalan 2001-2002'yi oynadım, sadece yazıları takip etmek bile bu saatten sonra yine heyecanlı geldi. Ama geçici hevesti, o beni terketmeden ben onu terkettim.





2011'in çıkmasına yakın 2010'u kurdum dizüstüme, oyun baya gelişmişti, artık maçları, oyuncuları hareket eden noktaların dışında gerçek hayattaki gibi(abarttım kabul) izleyebiliyordum. Yeni özelliklerden ve Karşıyaka'nın 3 senedir Süper Lig'in kapısından dönmesinden ötürü şampiyon yapmak için "Kaf Kaf"a menejer oldum. Sıfır transfer bütçesine ve her türlü sakatlığa rağmen ilk senemde takımı direk olarak üst lige çıkardım. Son 5 haftada Çaykur Rize Spor'la sürekli değiştirdiğim liderlik koltuğundan indiğim son hafta öncesi tüm umutlarımı yitirmişken son maçlarda mucivezi bir şekilde onlar berabere kalıp ben kazanınca şampiyon oldum. Taraftarlar adımı sokaklarda haykırdı. Atilla Güneş "Emrah Başkan bir başka" dedi, başkan Akif Ersezgin "Teknik direktörümüzle devam etmek için elimizden geleni yapacağız" dedi. Ben de ayrılmayı düşünmüyordum, hiç de düşünmedim. Sene içinde ortaya atılan Gaziantepspor, Beşiktaş iddialarını yalanladım, reddettim. Şimdiden elleri kolları sıvadım yeni sezona hazırlık yapmaya başladım bile. Geçen sezon yapmaya zamanım olmadığı için bu sezon altyapıyla daha da ilgileneceğim. Kendi akademimden oyuncuların çıkmaması halinde bölge takımlarından ya da Anadolu'dan U-18 takımlarına gönderdiğim gözlemcilerimin raporları doğrultusunda genç yetenekleri takıma katacağım. Üstelik Süper Lig'e çıkınca artan yabancı kontejanıyla da hep umut vaadeden yabancı oyuncuları kadroma katıp uzun vadede satışlarından kulübe gelir sağlayacağım. Hatta şu an bile oynamak için sabırsızlanıyorum.

Ya da belki yarın öbür gün işe girerim, canım sıkılır bir şey olur oynamam bilmiyorum. İşte menejerlik böyle bir şey. Kronik bir ilişki yaşadığın sevgiliyle ayrılıp barışmak gibi...

Hiç yorum yok: