Nedir Yani?

Bu blog, bir kader ortaklığıdır. Bu blogun bir ayağı Londra'daysa, diğer ayağı İzmir'dedir. Bu blogun yüreğinin bir yanı İstanbul'da atıyorsa, yüreğinin diğer yanı Kiel'de atıyordur. Bu blog Kibariye'yi benimsediği kadar, Oxford'da da okumuştur. Bu blog "Gamzedeyim Deva Bulamam" şarkısını söylediği kadar, Karşıyaka için Mehter'i de söylemiştir.

Bu bloga adam olmaz da dediler, bu blogu disipline de verdiler ama bu blogu başkan da seçtiler. Bu blogu Hamburg'ta bara almadılar, bu bloga kızlar yüz vermediler, bu bloga İstanbul'da iş vermediler. Bu yüzden bu blog, biraz Çiçek Abbas'tır, biraz Yedi Bela Hüsnü'dür, biraz Şaban Erkök'tür ama en çok Türk Sanat Müziği aşkı ile Şakayla Karışık Sadri Alışık'tır.

Bu blog göçtür, gurbettir, sıladır, spordur, aşktır ve elbet yaşamdır.

29.09.2011

Kasımpaşa - Karşıyaka Maçı ve sezon değerlendirmesi

Reha hocanın kendi doğrularından saptığı için bu sene başarısız olduğunu maçları izlerken görebiliyorum. Daha sezonun ilk maçında 4. dakikada 2 aydır kendisi ile birlikte çalıştığı oyuncunun (Özgür Volkan Yıldırım) ceza sahasının çok tehlikeli bölgesinde yaptığı faul sezona 1-0 geride başladığımızı gösteriyordu. Halbuki, Kapsal'ı, öğrencilerine sürekli bir şeyler öğreten bir hoca olarak biliyoruz. Bu maçla da birlikte gördük ki, takıma ceza sahası önünde faul yapmadan savunma yaptırmayı hala daha öğretemedi.

 
Hatırlanırsa,
  • Adana maçında ilk frikik golü,
  • Elazığ maçında yan bölgedeki frikik golü (tamam bu faul faul değildi),
  • Kasımpaşa'nın attığı 2. gol hep ceza sahası önü frikik tehlikesinden gelen gollerdi.

Diğer teknik direktörler çok mu iyi öğretmiş? Elbette hayır, zira dünkü Kasımpaşa maçında tehlikeli bölgeden 6 civarında serbest atış kazandık. Ama Kapsal'ı Kapsal yapan özellik savunma prensiplerini disiplinli uygulayıp duran topları etkili kullanmak iken, kendisine ihanet ediyor olması benim içime sindiremediğim. Sene başında takımı izleyemediğim için merakla beklediğim konu, ilk sezondaki duran toplardan gelen gollerinin çoğunun mimarı olan Cihan Yılmaz'ın rolünde bu sene kimin oynayacağıydı ki, gördük duran topları etkili kullanan biri maalesef takımda mevcut değil. Bu da çok büyük handikap. Zira, dünkü maçta 6 frikiği 5 farklı topçu kullandı ve bir tanesi bile etkili değildi.

 
Kapsal bize geldiği ilk sezonunun ilk yarısında defans kurgusunu öğretmiş, ikinci yarısını ise bunun meyvelerini toplayarak geçirmişti. Bu sene belki de 100.yıl baskısı (Bu baskı hücum yönü kuvvetli çok sayıda adam almayı gerektirdi) ve fazla bütçeden ötürü, bir türlü istediği gibi bir takım yapamıyor Kapsal. Oyunun bir tarafına konsantre olamıyoruz, hemen iki yanını da halletmeye çalışıyoruz. Bu da savunma direncini kırdığı gibi hücumda da etkili oynamamızı engelliyor.

 
Dünkü maçta Agbetu'nun karşı karşıya kaçırdığı, Serdar Eylik 'in cılız vuruşu, Agbetu (ya da Taha)'nın verilmeyen golü tehlikeli ataklarımızdı. Onların da bir topu direkten döndü. Bir topu da çizgi üzerinde vuramadılar. Pozisyonlar elbette olacaktır. Ama önemli olan bir araya yeni gelmiş takımın Bankasya'da defans kurgusunu oturtabilmesi. Gol atamıyorsan yemeyeceksin.. Ve bunu en iyi başarabilen Teknik Direktörlerden biri olan Reha Kapsal'ın öğrencilerine bunu kafalarına vurarak öğretmesi gerekiyor, yoksa Reha hoca benim bile ona olan iyi yaklaşımımı kaybedecektir.

 

Not: 4 maçın da ilk yarısında gol yedik.

Not2: Kasımpaşa maçında direkten sonra çizginin ötesine geçen topu çok net gördüm goldü. Hatta Kasımpaşa'lılar bile gol olduğunu tribünde açıklıkla söylediler.

Not3: Çiğdem yiyerek maç izlemek lanet bir şey.