Nedir Yani?

Bu blog, bir kader ortaklığıdır. Bu blogun bir ayağı Londra'daysa, diğer ayağı İzmir'dedir. Bu blogun yüreğinin bir yanı İstanbul'da atıyorsa, yüreğinin diğer yanı Kiel'de atıyordur. Bu blog Kibariye'yi benimsediği kadar, Oxford'da da okumuştur. Bu blog "Gamzedeyim Deva Bulamam" şarkısını söylediği kadar, Karşıyaka için Mehter'i de söylemiştir.

Bu bloga adam olmaz da dediler, bu blogu disipline de verdiler ama bu blogu başkan da seçtiler. Bu blogu Hamburg'ta bara almadılar, bu bloga kızlar yüz vermediler, bu bloga İstanbul'da iş vermediler. Bu yüzden bu blog, biraz Çiçek Abbas'tır, biraz Yedi Bela Hüsnü'dür, biraz Şaban Erkök'tür ama en çok Türk Sanat Müziği aşkı ile Şakayla Karışık Sadri Alışık'tır.

Bu blog göçtür, gurbettir, sıladır, spordur, aşktır ve elbet yaşamdır.

29.12.2010

Belki Bir Gün Özlersin... Bence Özleme



Emre Aydın'ın ilk meşhur şarkılarından birisi "Belki Bir Gün Özlersin". Bunun ardından "Afilli Yalnızlık", "Bu Kez Anladım", "Sensiz İstanbul'a Düşmanım" gibi çok beğenilen şarkılarla rock müziğin en iyi isimlerinden biri haline geldi Türkiye'de. "Kağıt Evler" adındaki ikinci albümünde bulunan "Bu Yağmurlar" ve "Hoşçakal" şarkılarıyla başarısını devam ettirdi ancak ilginç bir üne de sahip oldu. Sürekli acılı, efkarlı, ayrılık şarkısı yapan adam oldu. Zaytung'da haberleri çıktı, "Emre Aydın artık sevdiği kıza açılsın" diye hareketler oluştu. Emre Aydın o şarkıları kime ya da kimlere yazıyor bilmiyorum ama kendisini biliyorum, üstelik iyi de bilmiyorum.

Birisi hakkında böyle keskin konuşmak istemem ama duyduğum bu şekildeyse ve güvendiğim bir kaynaksa ne diyebilirim ki. Gerçi daha önceden ünlü sayılabilecek birinin günahını almıştım kendimce. Birisinden bir şey duymadan sadece kendi gördüklerimle... Ünlü bir futbolcunun Facebook'ta kurucusu olduğu bir gruba rastladım "İzmirli kızların sadece elini tutacaksın" mı "İzmirli kızı sadece yanında dolaştıracaksın ciddi düşünmeyeceksin" mi o tarz bir isimle. Duvarına da yazılar yazmıştı grup adı gibi net hatırlayamadığım, özetle "güvenilmez, basit, namussuzlardır" temalı cümleler. O an acayip sinirlenmiştim o futbolcuya. Sen kimsin ki benim ailemi, arkadaşlarımı, hemşerilerimi kastedip seviyesiz laflar kullanacaksın. "İstediğin kadar sahada oyna, goller at, şampiyon ol, milli takıma gir bir şeyler yap seni asla affetmem bu ithamlarından" diyordum... Onun hikayesini öğrendim. Arkadaşlarım vasıtasıyla bu futbolcunun geçmişte yaşadığı ilişkisini dinledim. Çok sevdiği bir kız arkadaşı var, nişanlanıyorlar, evliliğe gidiyorlar. Evlilik oluyor mu olmuyor mu tam hatırlamıyorum ama kız oğlandan ayrılıyor ve başka biriyle beraber oluyor. Ve kız İzmirli. Bu yüzden ortaya genelleme atılıp kendince intikam almak için kinini kusuyor oğlan. Aslında o kızı ama gıyabında tüm İzmirli kızları aşağılıyor.

Bu olayı, onu buna sürükleyen şeyleri öğrenmem yaptıklarını affetmem anlamına gelmiyor ama nasıl bir psikolojiyle yaptığını anlamamı sağlıyor. Böyle bir durumda istersen kulüp başkanı ol, milli takım teknik direktörü ol istersen bakan ol başbakan ol hırsla, nefretle bir şeyleri gözardı edip tepki verebilirsin. Büyük potlar devirsen dahi sonrasında kendine geldiğinde samimiyetle af dilersen belki affedilebilirsin... O futbolcu için onu affedilebilecek duruma geldim, çünkü ona üzüldüm. Ama Emre Aydın'a olan fikrimin değişmesi için, şarkılarındaki acıklı haline üzülmem için şu an somut bir neden yok. Çünkü onun, bu acılı, romantik sözleri söyleyen kişinin, ilişkilerini yaşarken kendi yaptığı şeylerin çok adil, dürüst, onurlu olduğunu düşünmüyorum duyduğum şeylerden ötürü. Bunları burada söyleyecek değilim, sonuçta kesin olan bir şey değil, bana ve benim kaynağıma inanıp inanmamak da herkesin kendi takdiri. Sadece, o bu şarkıları yazarken ve söylerken şahsı adına bende bir acıma, üzülme ya da takdir etme duygusu oluşmadığını söylemek istiyorum "ulen adam ne acı çekmiş be, ne kadar sevmiş, helal olsun be!" gibi...

Bir de son olarak bu şarkının söylendiği kişiler var elbet, o da eğer bu şarkılar yazıldıktan, söylendikten sonra başka adamlarla başka şehirlerde olmalarının ardından bir özleme durumu mevzu bahis olursa, özlemesinler... Çünkü bu, o şarkıların yazılıp söylendiği, dile getirenler tarafından yaşandığı anlardan kesinlikle kendileri için daha kötü olacak ve yaşanacaktır...

Hiç yorum yok: