
Nedir Yani?
Bu blog, bir kader ortaklığıdır. Bu blogun bir ayağı Londra'daysa, diğer ayağı İzmir'dedir. Bu blogun yüreğinin bir yanı İstanbul'da atıyorsa, yüreğinin diğer yanı Kiel'de atıyordur. Bu blog Kibariye'yi benimsediği kadar, Oxford'da da okumuştur. Bu blog "Gamzedeyim Deva Bulamam" şarkısını söylediği kadar, Karşıyaka için Mehter'i de söylemiştir.
Bu bloga adam olmaz da dediler, bu blogu disipline de verdiler ama bu blogu başkan da seçtiler. Bu blogu Hamburg'ta bara almadılar, bu bloga kızlar yüz vermediler, bu bloga İstanbul'da iş vermediler. Bu yüzden bu blog, biraz Çiçek Abbas'tır, biraz Yedi Bela Hüsnü'dür, biraz Şaban Erkök'tür ama en çok Türk Sanat Müziği aşkı ile Şakayla Karışık Sadri Alışık'tır.
Bu blog göçtür, gurbettir, sıladır, spordur, aşktır ve elbet yaşamdır.
16.02.2011
İşe Başlangıç İçin Gerekli Evraklar

18.01.2011
Hıncal Uluç Tarzı Yazılar Serisi #3

Sevgi'de Öğlen!!
Saat 11 civarı, geçen gün. Karnımda acıkmıştı, kahvaltı yapalı 3 saatti halbuki. İmdadıma Halil yetişti. "İtiraz istemem, gidiyoruz" dedi. "Nereye yahu?" diye soramadan bindik arabasına. Bayraklı'ya sapınca tahmin ettim gideceğimiz yeri, Sevgi Lokantası... Yıllardır İzmir'in en elit insanları öğlen tatillerinde iş yerlerinden çıkar Sevgi'ye giderler. Bornova Meydan'da vardı, öğlenleri tıklım tıklım yer bulamazsınız. Şimdi, Bayraklı'da.
Girer girmez güler yüzlü insanlar karşıladı bizi. Sanki lokanta -lokanta böyle bir yer için aslında az kalır- değil de evinizde anneniz karşılayıp sofraya çağırır gibi. Binbir çeşit var. Dana-tavuk rostodan patlıcanlı kebaba köfteli patatesten ıspanağa. Tok gelsen yine iki tabak yersin o derece. Biz zaten iki aç insan "ondan, şundan, bundan da bundan da" diye diye neredeyse o günkü bütün çeşitlerden aldık. Halil her zamanki gibi: "Şu olsun ama suyundan koymayın", "Bu olsun ama yağda kızarmasın", diyorum "Burası Sevgi, olmaz öyle şey yağı en kalitelisinden suyu en ayarlısındandır", itiraz ediyor "Biliyorum Sevgi'yi bana anlatma, ben hiçbir şekilde yiyemiyorum böyle". Ben de saygı duyuyorum. Elbette tatlı aldık yanına. Bir Halil geleneği. Özsüt'ün en yakın şubesi 5 km, burda idare edelim diyoruz ve kazandibisini yiyoruz. Ben açıkçası yanmış şekeri sevmem, kaşıkla sıyırıyorum. Halil napıyorsun der gibi bakıyor. O birinciyi bitirmiş ikinciyi alsın mı onu düşünüyor. Yine güleryüz kendini gösteriyor ve ben kazandibimi afiyetle götürürken Halil'e bir bardak çay geliyor, şirketten. Böyle jestler önemli. Nasıl olsa onları etkilemez, yaparsa memnuniyet kazanır. Genelde ikram etseler de bunu yapmayan yerler oluyor. Dahası "Çay alır mıydınız?" diye sorduktan sonra hesaba getirdiği çayı ekleyenler.
En sonunda saat 12:40 gibi ayrılıyoruz Sevgi'den. Ne de olsa daha bir sürü işadamı, avukat, yönetici gelecek. Tok karın, gülen suratlarla ayrıldık Sevgi'den bir dahaki öğle yemeğine kadar. Bakalım bir dahakine hangi çeşitleri çıkaracaklar??? Mutlaka gidin, telefonu 0232 348....
10.01.2011
Neurosport Karşıyaka'dır!!

3.01.2011
Bir Gelenektir yaa Yılbaşları
31.12.2010
Hâlâ Hatırlanan Yılbaşı Performansları
Bu listede adını anamadıklarımıza da bir saygı duruşu yapalım:
29.12.2010
Belki Bir Gün Özlersin... Bence Özleme

27.12.2010
Hıncal Uluç Tarzı Yazılar Serisi #2

Galatasaray Kongresi ya da Galatasaray Kangreni!!!
Mart geldi çattı. Galatasaray'da kongre zamanı. Şu ana kadar sürekli eleştirlen Özhan Canaydın yönetimi bir ara Fenerbahçe'nin önüne geçince başarılı kabul edildi eleştiriler kesildi. Finalde Fenerbahçe karşısında kazanılan maçla Galatasaray'ın aldığı Türkiye Kupası ve Özhan Canaydın'ın dudaklarını yapıştırdığı madalya hâla gözümün önünde. Rakipleri her alanda geçmiş, kazandığı bir kupa sonucu madalyaya can simidi gibi asılıyor, astımlı hastanın ağzına tıkadığı sprey gibi yapıştırıyor dudaklarına, öyle nefes alıyor anca. Geçen sene 1-2 ay devam etti bu ferahlık ancak sonra yine fark ortaya çıktı ve kaybedilen lig şampiyonluğu, kaçırılan Avrupa treni, Anelka gibi bir transferin altında ezilme. O zaman eleştiriler vardı ancak rakip başkan adayı çıkmıyordu "Gelecek kongrede ben başkan olacağım, Galatasaray'ı bu durumdan kurtaracağım." diyen. Şimdi ise 6 aday var. Özhan Canaydın da biri. Vazgeçmedi. Basketbol ve voleybol branşlarında uğranılan hezimeti, basketbolda sponsor adında diğer kulüplerden daha kötü şartları kabul ettiğini, transfere milyonlar harcadığını, borçları büyüttüğünü, bir dolandırıcıya inanıp Türkiye'ye bu kulübü ve taraftarlarını rezil ettiğini unutmuşçasına.
Çok şeyler beklediğim, kendi başına liste çıkarıp yarışa katılsa gözü kapalı başkan seçileceğine inandığım Adnan Polat alt görevlerde yetineceğini açıkladı, hem de Özhan Canaydın'ın listesinde. Özhan Canaydın kişilik olarak müthiş bir insandır. Saf, temiz, centilmen. Zaten bunun ödülünü alırken daha çok eleştirilmesi akılda kalmıştı geçen senelerde. Ama Galatasaray başkanlığına uymuyor, yakışmıyor Özhan Canaydın. Bir de "Liseci"ler var ki... Galatasaray'ı ayrı bir organizma zannedip illa kendi okulu içinden yetişen birinin yöneteceğini düşünen "Liseci" zihniyet. Bugün Erzurum'dan çıkar bir aday Galatasaray'a başkan olur tarihinin en iyi dönemini yaşatır. Ama bu "Liseci" zihniyet hem gelmesine hem de kaza ile gelirse de başarıya ulaşmasına engel olur. Çünkü onlar için Galatasaray'ın başarısı ve Cim Bomluluk değil Galatasaraylılık önemlidir, Galatasaray ekolünden gelmek, bir yönle insanlardan üstün olmak.Kişiliklerini böyle bulmuşlardır çünkü, hayatları boyunca o okul mezunu olmak onları bir yerlere getirmiştir ve bu zehri büyütmek beslemek şimdi onların kutsal görevidir.
6 aday, karışık kafalar, sabit fikirli "Liseci"ler, başarısız ve tekrar göreve talip bir yönetim. 5 sene öncesine kadar Türkiye'ye en büyük gururu yaşatan Galatasaray şimdi Avrupa arenasından uzak, borçlar içinde viran halde yeni yönetimini seçiyor...
26.12.2010
Güzel İzmir Güzel Türkiye: Kendimizi mi Kandırıyoruz?
23.12.2010
Bir günde her şeyden biraz


21.12.2010
Nazar Eyle
Dost ve kardeş ülke Pakistan'ın en sonunda bir dostluğunu ve kardeşliğini gördüm. Barış Manço'ya da sevgilerimizi gönderelim tabî.